Kamu kurumlarının işleyişinde amir, üst ve personel ilişkisi her zaman değişkenlik gösterir.
 
Bana göre kurumların üst amirleri iki şekilde isinlendirilebilir.
1)Yönetici 
2)İdareci
Evet yönetici ve idareci yani bir kurum amiri bu iki vasfa da sahip olabilir yada her ikisini de aynı anda taşıyabilir.

Yönetici; iş dağılımında veya personel ilişkilerinde genelde kurumsal ilkelere çok bağlı herşeyi yasal ve belirlenmiş ilkelere bağlı götürmeye çalışır.

İdareci ise bu kuralları bulunduğu ortama veya ikili ilişkilerinde biraz daha esnetilmiş haliyle ismi üstünde idare edebilen kişidir.

Dün Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer bir dizi temaslarda bulunmak üzere Şanlıurfa’ya gelmişti.
Gayet iyi geçen proğramın okul ziyareti kısmında ise bakan beyin çok gergin anlar yaşadığı bir süre zarfı oldu.

Bakan bey ziyaret ettiği bir Ortaokuldan çıkışta okul müdürüne ve sonrada İl milli eğitim Müdürüne dönerek; “Siz ne işe yarıyorsunuz, burda ne iş yapıyorsunuz, para  istedinizde biz mi göndermedik. Bu okulun hali ne böyle, bana gösterdiğiniz okullar bu haldeyse göstermediklerinizi düşünemiyorum bile.”

Bakan bey Aslında tam olarak bana göstermeye çalıştığınız okul için önceden büyük ihtimalle hazırlık yapmışsınızdır.
Bu okulun hazırlıklı hali böyleyse normal durumunu düşünemiyorum der gibi haklı mı haklı bir diyaloğa girdi.

Bakan beyin bu sözleri; Türkiye’nin Eğitim sıralamasında 81 il içerisinde 78. Sırada kendine yer bulan Şanlıurfa eğitiminin aslında içler acısı halinin ufak bir özetiydi.

Konuyu dağıtmamak adına başka hiç bir okul üzerinden veya sistem üzerinden değilde bakan beyin ziyaret ettiği okul açısından Şanlıurfa eğitimine ufaktan değineyim.

Yaklaşık 2 yıl önce O yönde seyahat ederken o Kampüse denk gelmiş ve yanımdaki arkadaşıma dönerek bu bina acaba hangi amaçla yapılmış diye söylerken, ikimizinde hem fikir olduğu bir konu; o binanın tamamen etrafı sarılı duvar ve birbirine bindirilmiş bloklar şekline galiba yeni Cezaevi dediğimizi hiç unutmam.

Evet yanlış duymadınız.
Dalga geçmiyorum ikimizde galiba yeni Cezaevi demiştik.

Bünyesinde 4-5 farklı okulu barındıran bir kampüsmüş meğer.
Bakan bey bahçede gezerken hiç bir yeşil alana denk gelmiyor, çünkü 5 okulu bir okul alanına sığdırmış zihniyetin orda olmadığının farkında.
Okul 4-5 metrelik istinat duvarının arkasında evet bir Cezaevi görüntüsü veriyor.
Türkiye’nin en sıcak şehirlerinden biri olan Şanlıurfa’da yeni nesil yeşil alan oranının yüzde (0) sıfır olduğu bir okulda tenefüslerini o beton yığınlarının arasında geçiriyor.

Bakan bey büyük ihtimalle o görüntüden ve yapıdan duyduğu üzüntüyü bir anlık refleksle okul müdürünün yüzüne haykırıyor.
Çünkü bakan bey adı gibi Emindir ki o okulun ihalesine onay veren Milli eğitim müdürüde o beton yapıyı yapan Mütahitte orda değildir artık.

Belki kameralar önünde Ufak ve talihsiz bir görüntü oldu ama Türkiye’nin Eğitiminin başında yer alan insandan bu çocuklara bunu mu reva gördünüz kelimesini duymak belki Urfa’nın kanayan yarası Eğitimine atılan tarihi bir başarı cümlesinin başlangıcı olacaktır umarım.

KALIN SAĞLICAKLA...