Yaklaşık 2 ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkisini kullanarak başlattığı seçim sürecine girmiştik.

Geçen bu 2 aylık süre zarfında seçimle ilgili tek bir yazı veya yorumda bulunmadım, çünkü tarihin en büyük deprem felaketinin gölgesinde böyle bir süreci sadece gözlemlemekle kaldım.

Köşe yazısı yazdığımı bilen çoğu arkadaş çevrem defalarca bunu dile getirdiler.

Bu kadar sessiz kalmamın nedenini ben de çözemedim desem yeridir. Herhalde aklıma gelen yereliyle, geneliyle ve referandumuyla içinde dahili bulunduğum seçimler arasında hem sonucunu,hemde kimin an itibarıyla ipi göğüslediğini kestirebilecek bir seçim olduğunu düşünmüyorum.

Ekonomik bir krizin eşiğindeki bir Ortamdan, tarihin en büyük deprem felaketine sahne olmuş bir seçimin faturasını halkın kime keseceğini yaklaşık 15 gün sonra hep birlikte göreceğiz.

Sadece Şanlıurfa özelinde ufak ve detaylı bir gözlemci olarak kanaatimce Ak Partinin Kalesi durumundaki Şanlıurfa’da Milletvekili sayısında bir düşmenin olacağını, ama bu düşüşün Cumhurbaşkanlığı tercihinde aksine bir yükselmenin Recep Tayyip Erdoğan lehine olacağını düşünüyorum.

Cumhur ittifakının en büyük ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisinin Türkiye Geneli bir baraj sorunu yaşamaması durumunda Şanlıurfa’da vekil sayısını artırdığı yönünde yani mevcut milletvekili sayısını 2’ye çıkarabileceğini düşünüyorum.

Milliyetçi hareket partisinin bu bir vekili Ak partinin seçmeninden çıkaracağı aşikar.

Çünkü Arap oylarının en fazla olduğu ilçelerden Ak partinin sıralamasına giren 7. ve 14. sıra vekillerinin Arap olması birinin kritik sıralamada diğerinin ise çıkma ihtimalinin olmaması Arap seçmenin kendi öz partimiz dedikleri Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik bir oy dönüşünün olma ihtimalini güçlendiriyor.

Diğer bir ihtimal ise Yeşil Sol Parti listesinin 4.sırasında yer alan Ferit Şenyaşar’ın zaten mevcut 4 vekilli bulunan HDP’nin bu dönem Şenyaşar’ı 4. sıraya koyarak vekil sayısında o isminde üstünde bir veya iki vekil almasını sağlamaya yönelik bir strateji olarak kabul edebiliriz. Yani 4. Sıranın kırmızı çizgileri olduğunu ve onun üstünde bir oy istedikleri aşikar.

Cumhuriyet Halk Partisi belkide bu dönem Şanlıurfa’da ne yapacağı kestirilemeyen, tek parti geçen dönem izol aşiretinin büyük desteğini alan tek vekilleri olan Aziz Aydınlığın bu dönem listeye girmemesi, lakin yıllardır CHP’nin İstanbul listesinden meclise giren mecliste sürekli Şanlıurfa’yla ilgili söz alan Mahmut Tanal’ın ilk sırada partiye kazandıracağı ivmeyi 14 Mayıs gecesi hepimiz göreceğiz.

Bu arada iyi parti dışındaki tüm millet ittifakı partileride Şanlıurfa’da tek parti CHP listesinden girecek.

Bu durumda vekillerinde artış olmaması veya hiç çıkarmaması durumunda Şanlıurfa teşkilatınında seçimden sonra yeni ve zorunlu bir yapılanmaya mecbur edilmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bağımsız adaylar arasında belkide göze en çok çarpan isimlerden ikiside aynı aileden; Bucak ailesinin iki adayla birlikte bağımsız aday olması kendi aralarında oy bölünümüne bağlı olarak ikisininde şansını düşürdüğünü düşünüyorum.

Dediğim gibi sonucu kestirebilmek imkansız olan bir seçimin sadece gözlemlediğim kısmını sizinle paylaşmak istedim.

KALIN SAĞLICAKLA…