“KENTTEN YÜKSELEN YARDIM ÇIĞLIĞI”

Kalpler uzaklaştıkça insan sesi yükselirmiş…. Kendini ifade sertleşir, Tebessümle bakan yüz ifadesi asık bir hal alırmış…

Kalpler uzaklaşınca birbirinden anlayamazmış insanoğlu birbirini, eskiden birbirinin külüne muhtaç olan komşular birbirlerinin külüne dahi tahammül edemezmiş.

Kalpler uzaklaşınca birbirinden sevgi ortandan kalkarmış, muhabbet azalır ve yerini birbirlerinin arkasından ettikleri dedikoduya bırakırlarmış…

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (kâmil manada) iman etmiş olmazsınız." (Müslim-Ebu Davud) … Buyurmuş ya Resulullah Aleyhi salat-u vesselam efendimiz işte kalpler uzaklaşınca birbirinden ortadan kalkan sevgi, muhabbet imanımızı köreltirmiş…

Körelen iman itikadını sarsar ve seni kıldan daha ince sıratı müstakimden geçiremezmiş…

Görüyorsunuz değil mi kalplerin birbirinden uzaklaşmasıyla olacak/olan durumun vahametini…

Arifler ve alimler şehri evliya Enbiyaların şehri Peygamberler şehri Şanlıurfa da olan tam da bu…

Camiler arttı ama iman zayıfladı…

Camiler süslendikçe süslendi ama süslenirken camiler insanların birbirinden uzaklaşan kalplerinin haykırışlarına kulak tıkadık…

“Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder” ….

Kalplerin birbirinden uzaklaştığı şehirde yaşayan nesil bugün atasına cahil gözüyle bakıyor…

İhmal ettiğimiz nesil bize hatamızı yüzümüze çarpıyor…

Aslında kalpleri haykırıyor biz duymuyoruz. Kalpleri “bizi kurtarın bu karanlıktan” diye çığlıklar atıyor ama biz oralı bile olmuyoruz…

Bu aziz şehre bir de gönül gözüyle bakmayı deneyin, bir de kalp gözüyle…

Fark edecek misiniz şehrin çığlıklarını ?