Bundan 1 hafta önce girdiğim bir arkadaş ortamında, yazılarımın sayısının son zamanlarda düştüğü gerçeğini duymak beni üzmüştü.


Esprili bir dille bu konuyu farklı yerlere çeken arkadaşlarla tatlı bir sohbet ortamı, yazılarımda ki eleştiri dozunun artmasıyla bir yerlerden mobing gördüğüm gibi şakayla karışık sebepler ortaya atmışlardı.

Yok dedim Ülkemiz ve Bölgemizde başta ekonomisiyle, kuraklığıyla, siyasi ve siyasi dışı kavgalarıyla mücadele ederken olumlu yazılacak çok şey kalmadı demiş ve geçiştirmiştim.

Aslında gerçekten de durum öyleydi.

Ülke insanı olarak çok ağır ekonomik bir sınavın varlığını insanlara hatırlatıp klişe şeyler yazmak da içimden gelmiyor du artık.

İnanın güzel bir şey yazmak için de sosyal medyada çok yoğun bir mesai harcıyorum.
artık insanların oh be! hala bu şehirde güzel şeyler de yaşanıyor dedirtecek şeyler.

Geçen hafta Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesaplarından, yarın saat 12’ yi bekleyin diye bir müjde hazırlığını görsel bir şekilde paylaştı.

Hiç olmadığım kadar heyecanlıydım.
Çünkü Büyükşehir belediye başkanımız yerel  bir hizmetin duyurusunu yapmayacak kadar şehir için büyük şeylerin hazırlığını yapıyordu.
 
Büyükşehir belediye başkanı sayın Mehmet Kasım Gülpınar basın toplantısı düzenleyerek, 2026 UNESCO müzik şehirleri kongresinin Şanlıurfa’da yapılacağını duyurdu.

Bu müjde aslında sadece Şanlıurfa’ya verilmemişti. Tarihte ilk defa UNESCO bir kongresini Türkiye’de, hemde Şanlıurfa’da düzenleyecekti. 

Hem de Amerika, İtalya ve Hong kok gibi bir kaç Ülkeyi saf dışı bırakmış ve öyle karar verilmişti.

Gülpınar aslında göreve gelir gelmez bu projenin altyapısını hazırlamış ve yüzlerce yabancı ve yerli katılımcının katıldığı Müzik şehirleri lansman gecesini Ekim ayında düzenlemişti. Program çok geniş katılımlı olsa da aynı gün Ankara’da yaşanan TUSAŞ saldırısının gölgesinde medyada hak ettiği kadar yayınlanmamıştı.

Bu kongrenin alınmasıyla bütün Ulusal Kanallarda günlerce yayınlanıp, Başkanın bu başarısının hem Şehre, hem de Ülkeye olan kazanımları konuşuldu.

Şimdi en başa dönüp yazımın başlığının önemine değinmek istiyorum.
Neden! Gülpınar Vizyonu

2023 yılında asrın felaketinin bellini büktüğü, aradan 2 ay geçmeden tarihinin en büyük sel felaketini yaşamış, 12 Milyar borçla devralınmış bir şehirden bir yıl gibi kısa bir sürede, kamuoyuna böyle bir izlenimle gelmek Vizyonun alasıdır.
Mehmet Kasım Gülpınar ise, Depremin enkazlarının hala durduğu, eğitimiyle Türkiye’de son sıralarda yer alan, kaçak elektrik kullanım oranlarıyla gündem olan bir şehrin 1 yılda tamamen ibreyi vizyonu ile birlikte şehire kurumsal bir kimlik katan bir şehiri kamuoyunda günlerce bu şekilde konuşturan kişinin ismidir.