Geçen haftaki köşe yazımın ekonomiyle ilgili “bekleyip görmek lazım” başlıklı yazıma ithaf edilmiş gibi beklenmedik şeyler yaşandı.

Bişey bildiğimden değil aslında, o yazımda sadece güvendiğim bir gerçek varki; seçime adım adım yaklaşıp ittifakların aday isimleri konuşulurken 19 yıldır seçim kaybetmeyen bir ismin kendi ayağına sıkacak kadar  acemi olabileceğine ihtimal vermediğimdendi.

Bende Geçen hafta Merkez bankasının faizi o ortamda, en iyi ihtimalle sabit tutabileceğini,  hatta ters köşe yapıp faiz artırımına gidebileceğini,kafamdam geçirmedim desem  açıkçası samimi olmaz.

Çünkü bahsettiğim tarihte 16 lirayı test etmiş bir doların ateşini düşürecek fazla bir seçenekte kalmamış gibi görünüyordu.

Cumhurbaşkanı ve Maliye bakanının faiz konusunda kararlılığı açıkçası çok cesur ve abartılı gibi görünüyordu.

Sonuç olarak Merkez bankası para politikası da faizi 100 baz puan indirerek adeta dolara son resti çekmiş oldu. Beklendiği gibi olmuş dolar kuru Türk lirası karşısında 18.40 Tl yi Gram altın ise 1040 lirayı görerek tarihin en yüksek seviyesine ulaşarak Türk lirasını adeta nakavt etmişti.

Herkes doların önünü almanın artık imkansız olduğunu düşünmüş  ve burdan dönüşün imkansız olduğunu dillendirmeye başlamıştı.

Böyle gergin bir ortamda toplanan Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı sonrası ulusa sesleniş konuşması yapan Erdoğan Kur bazlı mevduat sistemine geçiş yapıldığını açıklayarak elinde belkide yapabileceği en son hamlesini yapmış. 5 saat içerisinde Türk lirası yüzde 30 değer kazanarak doları aşağı yönlü çekmişti.

Evet kimilerine göre kumar oynamak kimine göre hazineye fazla yük olan bu sistem şimdilik piyasalarda bir canlılık oluştursada, asıl amacına ulaşıp ulaşmayacağına ise zaman şahitlik edecektir.

Her ne olursa olsun dolar kurundaki bu dönüşün halkın cebine yansıyacak kısmından ibarettir. Yani ne muhalefettin dediği gibi kumar nede iktidarın dediği gibi ilaç olduğuna halka geri dönüşü karar verecektir.

Onun için bir önceki yazımda dediğim gibi açıkçası biraz daha “ BEKLEYİP GÖRMEK LAZIM” diyorum.

KALIN SAĞLICAKLA...