Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in etrafına îtimat ve huzur telkin eden mübârek yüzü, yüzlerin en güzel ve en temizi idi. Zira Oʼnun gönül dünyasının kâ‘bına varılmaz güzelliği, sûretine aksetmişti.

Yahudî âlimlerinden Abdullah bin Selâm, hicrette merakla Allah Rasûlü’nü sormuş, mübârek yüzlerini görünce de:

“Bu yüz aslâ yalan söylemez!” diyerek müslüman olmuştu.

Çünkü O’ndaki güzellik, heybet, nûrâniyet ve letâfet o derecedeydi ki, Allâh’ın peygamberi olduğuna dâir, ayrıca bir mûcize ve delile ihtiyaç yoktu.

O Gül Yüzü Görselerdi...

Hazret-i Âişe vâlidemizRasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in nurlu sîmâsını şu şekilde anlatırdı:

“Mısır ahâlisi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yüzünün güzelliğini işitmiş olsalardı, Yûsuf’un o câzip güzelliği kendilerine bir değer ifâde etmezdi. Züleyhâ’yı kötüleyen kadınlar, Rasûl-i Ekrem’in nur gibi parlayan alnını görselerdi, elleri yerine kalplerini keserlerdi.”

Kaynak: Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları

Editör: Haber Merkezi