Günümüzde kadınların tahsil ve çalışması için her türlü imkân seferber ediliyor. Ancak bu işten ailenin, istikbaldeki evlâtların ve ülke nüfuslarının nasıl tesir alacağı üzerinde pek düşünülmüyor.

Şimdiden istatistiklerde endişe verici neticeler orta çıkmaya başlamıştır:

Ülkemizde, 2019’da binde 13 olan nüfus artış hızı, 2020’de binde 5,5’e düşmüştür. Boşananların sayısı artarken, evlenenlerin sayısı azalmakta, evlenme yaşı git gide yükselmektedir.

Batıda bu vaziyet çok daha fecîdir. Bir lokomotifin peşine takılan vagonun, lokomotifin gittiği noktaya gideceği âşikârdır.

Hâl ve gidişat böyle iken, İslâm’ın, kadını; -aile müessesesinin devamı için- sâliha bir hanım ve sâliha bir anne mevkiinde muhafaza ettiğini söyleyen kişilere itiraz edilmekte, müslüman kadının da mutlaka tahsil görüp çalışması gerektiği ileri sürülmektedir.

Kadının tahsil görmesi ve çalışması yasak değildir.

Zarûret hâlinde kadın cihâda dahî katılmıştır.

Ümmü Umâre -radıyallâhu anhâ-, Uhud Savaşı’na katılarak oku ve yayı ile düşmanla çarpışan hanım sahâbîlerden biridir. Savaştan sonra Medine’ye dönen Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-;

“−Harp esnasında sağıma soluma döndükçe hep Ümmü Umâre’nin yanı başımda çarpıştığını görüyordum.” demiştir. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 479)

Bu vesileyle Efendimiz’in muhtelif iltifat ve duâlarına mazhar olan Ümmü Umâre Hâtun, Allah Rasûlü’ne;

“–Allâh’a duâ et de cennette Sana komşu olalım.” dedi.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-;

“–Allâh’ım! Bunları bana cennette komşu ve arkadaş et!” diyerek duâ etti. Bunun üzerine Ümmü Umâre -radıyallâhu anhâ-;

“–Artık bundan sonra dünyada ne musîbet gelirse gelsin, aldırmam!” dedi. (Vâkıdî, I, 273; İbn-i Sa‘d, VIII, 415)

Ancak Uhud’da ve Çanakkale’de olduğu gibi işgal ve benzeri zarûret hâllerinin dışında; hanımlardan, böyle ağır mes’ûliyetler talep edilmez. Peygamberimiz, şehîd olmak arzusuyla harbe katılmak isteyen Ümmü Varaka -radıyallâhu anhâ-’ya;

“–Sen evinde oturup Kur’ân oku; muhakkak ki Allah, sana şehidlik nasîb eder!” buyurdu.

Şehâdete karşı büyük iştiyak sahibi olan bu sahâbîye hanım, Hazret-i Ömer’in hilâfeti zamanında hizmetçileri tarafından evinde şehîd edildi. (Ebû Dâvûd, Salât, 61/591; İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 505)

Bu sebeple;

Hanımların gönül huzuruyla iştirak edebilmeleri için, tahsil ve çalışma mekânlarının İslâm’ın prensiplerine muvâfık ve mutâbık hâlde bulunması elzemdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2022 Ay: Mart, Sayı: 205 ,  İslam ve İhsan

Editör: Haber Merkezi