Medîne-i Münevvere’nin hicret yurdu olarak tercih edilmesi vahiyle gerçekleşmiştir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyururlar:

“Rüyâmda Mekke’den hurmalık bir yere hicret ettiğimi gördüm. İlk anda oranın Yemâme veya Hecer olduğunu zannettim, ancak orası Medine, Yesrib imiş!” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 45; Müslim, Rüya, 20)

“Hicret yurdunuz bana gösterildi, iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer!” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 37)

KUR’AN İLE FETHEDİLMİŞ ŞEHİR

İmâm Mâlik radıyallahu anh şöyle buyurur:

“Allah Teâlâ, Medîne-i Münevvere’yi Rasûlullah Efendimiz’in hayatı ve vefâtı için seçmiştir. Orası, îmân ve hicret yurdu olarak hazırlanmıştır. Bütün şehirler, hatta Mekke-i Mükerreme bile kılıçla fethedilmiştir ama Medîne-i Münevvere Kur’ân ile fethedilmiştir.”

Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem iki kara taşlıktan bahsetmesi, Medîne-i Münevvere’nin düşman saldırılarına karşı muhâfazalı bir şehir olduğuna işarettir. Zira Medîne’nin sadece kuzey tarafı açıktı, Hendek Harbi’nde oraya da hendek kazılmıştı.


Medine İsmini Nasıl Aldı?
Medine'nin eski adı Yesrib’in, buraya ilk yerleşen aynı adlı şahıstan geldiği tahmin edilmektedir. Kökünde "Zarar vermek, karıştırmak, kötülemek, bozmak” gibi anlamlar bulunan yesrib kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de Medine’nin adı olarak bir yerde geçmektedir (el-Ahzâb 33/13).

Hicretten sonra Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- menfî anlamlar içeren Yesrib yerine "hoş ve güzel" anlamına gelen Tâbe, Taybe gibi isimlerin kullanılmasını emretmiştir (Müsned, IV, 285). Bunun yanında Kur’ân-ı Kerîm’de Medine için kullanılan "dâr” kelimesinden hareketle (el-Haşr 59/9) Dârülhicre, Dârülîmân, Dârüssünne ve Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e nisbetle Medînetürresûl veya Medînetünnebî başta olmak üzere şehrin kutsallığına, hicret yurdu ve başşehir olmasına, hicretten sonra gerçekleşen medenîleşmeye vurgu yapan sayıları 100'e yaklaşan isim kullanıldığı görülmektedir. Bunlar içerisinde "nurlu şehir” anlamına gelen "el-Medînetü'l-münevvere" en yaygını olarak öne çıkar.

Medine Neredir?
Arap yarımadasının batısında Hicaz bölgesinde, Mekke'nin 350 km. kadar kuzeyinde ve Kızıldeniz kıyısına yaklaşık 130 km. uzaklıkta olup deniz seviyesinden yüksekliği 619 metredir. Bugün Medine-Mekke arasındaki ulaşım, hicret yolu olarak bilinen 418 kilometrelik otoyol vasıtasıyla sağlanmaktadır. Kızıldeniz kıyısındaki Yenbû Limanı da şehrin Mısır, Habeşistan, Yemen, Hindistan ve Çin arasındaki deniz bağlantısını sağlar.

Medine'nin Coğrafi Konumu
Şehrin kurulduğu geniş düzlüğün kuzeyi Uhud, güneyi Ayr dağı, doğusu Vâkım ve batısı da Vebere haneleriyle (volkanik lav akıntısının oluşturduğu siyah bazalt taşlıklar) kuşatılmıştır. Gerek coğrafî konum gerek arazi yapısı bakımından Mekke'den tamamen farklı olarak tarıma elverişli geniş vadileri ve zengin su kaynaklarıyla temayüz etmiştir. Tarih boyunca Medine'nin içme suları daha çok güney tarafındaki kuyulardan sağlanmıştır; burada Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in su içtiği ve abdest aldığı on dört kuyu bulun-maktadır.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi. İLİM VE İHSAN

Editör: Haber Merkezi