Bogota’da Tarihi Dönemeç: Lahey Grubu’ndan Soykırıma Karşı Koordineli Mücadele

Kolombiya’nın başkenti Bogota, 15-16 Haziran 2025 tarihlerinde, uluslararası adalet çağrılarının ete kemiğe büründüğü tarihi bir zirveye ev sahipliği yaptı. Güney Afrika ve Kolombiya'nın dönem başkanlığını yürüttüğü Lahey Grubu, Türkiye dahil 32 ülkenin katılımıyla, Gazze’deki soykırıma karşı hukuki, diplomatik ve ekonomik tedbirleri görüşmek üzere toplandı.

▪️ Lahey Grubu: Sembol Değil, Eylem İttifakı

Lahey Grubu, sembolik çıkışlardan öteye geçen, doğrudan eylem planları oluşturan bir devletler ittifakı olma iddiasını taşıyor. Bu yönüyle, Gazze’deki soykırıma karşı uluslararası hukuk zemininde somut adımlar atan yegâne çok taraflı girişim olarak öne çıkıyor.

Bogota’daki toplantı, bu misyona paralel olarak şu ana başlıklarda kararlar üretti:

  • İsrail’e karşı koordineli hukuki girişimler (Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde)

  • Ekonomik baskı araçlarının devreye sokulması (boykotlar, yaptırımlar, ambargolar)

  • Diplomatik baskının artırılması ve uluslararası kamuoyunun mobilize edilmesi

  • Cezasızlık ikliminin sona erdirilmesi ve İsrail’in ayrıcalıklı statüsüne meydan okunması

▪️ Albanese: “Son 20 Ayın En Kritik Politik Gelişmesi”

BM’nin Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, zirveyi, yalnızca Filistin meselesi açısından değil, küresel adalet mücadelesi bağlamında da tarihi olarak nitelendirdi. Albanese, “Bu zirve, son 20 aydaki en önemli siyasi gelişmedir” ifadesiyle, Lahey Grubu’nun potansiyelini bir dönüm noktası olarak gördüğünü kaydetti.

▪️ ABD: “Bu, Koordineli Bir Hukuki-Diplomatik Saldırıdır”

Zirvenin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesinden bir üst düzey yetkili, hızla sağcı Yahudi medya platformu JNS’ye açıklama yaparak Lahey Grubu’nu “ABD ve müttefiklerine karşı hukuki ve diplomatik bir saldırı” olarak tanımladı.

En dikkat çekici ifade ise şuydu:
“ABD, sözde ‘çok taraflı bloklar’ın uluslararası hukuku radikal Batı karşıtı ajandalarını ilerletmek için bir silaha dönüştürmesine kararlılıkla karşıdır.”

Bu çıkış, zirvenin Washington cephesinde nasıl algılandığını açıkça ortaya koydu: Lahey Grubu, Batı merkezli düzene karşı küresel Güney’in yükselen adalet koalisyonu olarak konumlandırılıyor.

▪️ Yeni Bandung mu?

Bogota zirvesi, birçok gözlemciye göre 1955’teki Bandung Konferansı ile tarihsel bir paralellik taşıyor. O günlerde Asya ve Afrika’nın sömürgecilik karşıtı çıkışı nasıl yeni bir dünya tahayyülünü tetiklediyse; bugün de Lahey Grubu, Batı’nın çifte standardına, cezasızlık politikalarına ve uluslararası hukukun “seçici uygulanmasına” karşı bir meydan okuma niteliği taşıyor.

▪️ Türkiye’nin Katılımı Sessiz Ama Önemli

Türkiye, zirveye Dışişleri Bakan Yardımcısı ve BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Levent Gümrükçü düzeyinde katıldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “İsrail’in uluslararası hukuka aykırı eylemlerine karşı alınabilecek tedbirler” konusundaki görüşlerin aktarıldığı belirtildi.

Ancak Türk medyasında bu tarihi toplantı neredeyse tamamen görmezden gelindi. Türkiye’nin Bandung Konferansı’nda ABD çizgisinde durduğu tarihsel miras, bugün Bogota’da daha ilkeli bir konum alışla dönüşüm işareti verebilir. Ancak bu konumun sürdürülebilir ve tutarlı bir diplomasiye dönüşmesi şart.

Başkan Gülpınar ABD'de Şanlıurfa'yı tanıttı
Başkan Gülpınar ABD'de Şanlıurfa'yı tanıttı
İçeriği Görüntüle

▪️ Adalet Talebi = “Radikal Batı Karşıtlığı”?

Zirveye dair ABD'nin kullandığı dil, dikkat çekici bir zihinsel refleksi açığa çıkardı. “Küresel Güney aktörlerinin adalet talebi” Washington’da hâlâ “radikal Batı karşıtlığı” olarak okunuyor. Bu, Batı’nın hâkim uluslararası düzen üzerindeki kontrolünü kaybetme korkusunun en çıplak yansıması.


🔚 Sonuç: Sessiz İttifak, Yükselen Cephe

Bogota’daki Lahey Grubu toplantısı, dünyadaki güç dengeleri açısından henüz manşetlere yansımamış olsa da, uluslararası hukukun istisnasız uygulanması fikrinin yeniden canlandırılması adına tarihi bir eşiktir.

İsrail’in dokunulmazlığına son vermek için başlatılan bu girişim, aynı zamanda cezasızlığa, hukuksuzluğa ve küresel eşitsizliğe karşı yeni bir çok taraflı iradenin doğuşunu müjdeliyor.

Ve bu kez Türkiye, doğru yerde.

Bu Bir İlandır