İnsanoğlu, her dâim güzeli ister. Güzelliğe kolay yoldan ulaşmaktır niyeti... Öyle ya, nefis zoru sever mi?

Su, rahmettir. Su, azizdir. “Su gibi aziz ol!” denir. Suya koşar evvelâ, yanlış yöne gittiğinden bîhaber… “Doğru yön, önce ateşe varmaktır!” derler büyükler... Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- kor ateşi ağzına atıp dili peltek olmamış mıdır?

“Aşkın ile âşıklar, yansın yâ Rasûlâllah” diyerek aşk ile yanmayı peş peşe sıralamamış mıdır Yûnus Emre? Hazret-i Mevlânâ hayatını, “Hamdım, piştim, yandım!” diye özetlememiş midir?

Aşkı isteyen toy âşıklar, gülün dikenlerinden şikâyet ede dursun, ârifler dikenlerden sıyrılıp gülü koklamayı bilenlerdir.

Suda boğulmaktadır insan, günahlarının ağır yükünün altında… Suyun arılığı, duruluğu misali tevbenin ardı sıra gelen rahmet damlalarıyla gönüller temizlenmektedir. Topraktan yaratılan insan, su ile beslenmekte, abdest ile arınmaktadır. Aslında su da yakıcı ve yanıcı iki maddenin, yani ateşlerin birleşmesi değil midir?

“Yandım!” diyen ateşe koşmakta, aşk ateşi bir başka yakmakta, yaktığı yerde güller açmaktadır. Demirin ateşte dövülüp şekil verildiği gibi; demire dönmüş nefisler de ateşle kıvam bulmaktadır.

Nebâtat Güneş’le olgunlaşmakta, olgunlaştıkça göğe yönelmeyip, yere doğru eğilmektedir. Mum misali yanan ârif gönüller, aşkla erimektedir. Ateşte yanıp, kirinden pasından arınıp ârif olanın dili lâl olup, susmaktadır. Sudaki gibi suskun...

Kelâm etmeyen dilin aksine, gönlü, aşkından su gibi coşkun... Ateşte açan şebnem taneleri ile suya kavuşan ârif gönüller, mârifetullah ile ikramlanmaktadır.

Öyleyse önce aşk ateşi ile yanıp, sonra suya kanmaktır mesele…

“Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez!” sözü misâli, ateş ârifi suya götürmekle gücü azalacak değil ya.

Neticede ateşte yanmak da, suda nefeslenmek de mârifetullâha, Bir’e götürmekte... Gönül aşk ateşiyle yanmakta, gözlerden sular süzülmekte… Ateş ve su, gönül hücrelerini tazelemekte… Aşk ateşlerinde kalınıp, su ile hiçe bürünülmekte…

Allah Teâlâ, Hak âşıklarına olan sevgimizi Yüce Zâtına yakınlık vesîlesi eylesin. Âmîn.

Kaynak: Dr. Ayça TOKSÖZ, Şubat-2021, Şebnem Dergisi, Sayı: 204

KAYNAK: İslam ve İhsan

Editör: Haber Merkezi