Trabzon’un Of ilçesinden Şanlıurfa’ya doğru seyahat eden Fatih Aktaş isimli vatandaş, yolculuk sırasında taktığı fes nedeniyle bir başka yolcunun tepkisine maruz kaldı. Otobüste başlayan tartışma, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde jandarmanın olaya müdahalesine kadar uzandı. Aktaş’ın başındaki fes gerekçe gösterilerek hakkında şikâyetçi olan kadın yolcu, bu giysinin “kanunen yasak” olduğunu iddia etti. Ancak hukukçulara göre Türkiye’de fes giymek yasa dışı bir eylem değil; olayda herhangi bir suç unsuru bulunmuyor.

Olayın Seyri

Fatih Aktaş’ın sosyal medya üzerinden paylaştığı bilgilere göre olay, Trabzon’dan Şanlıurfa’ya gitmek üzere bindiği otobüste başladı. Karşısında oturan kadın yolcu, Aktaş’a cep telefonundan bir yasa maddesini göstererek fes takmasının yasak olduğunu öne sürdü ve fesini çıkarmasını talep etti. Aktaş ise bu talebi reddetti. Bunun üzerine kadın yolcu, “Burası laik Türkiye, düşündüğünüz ülke asla olmayacak” şeklinde sert bir ifadeyle çıkış yaptı ve Aktaş’ı kolluk kuvvetlerine şikâyet edeceğini belirtti.

Otobüs Diyarbakır’a ulaştığında, bir kontrol noktasında durduruldu ve jandarma ekipleri Aktaş’ı araçtan indirerek karakola götürdü. Savcılık talimatıyla ifadesi alınan Aktaş, daha sonra serbest bırakıldı. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ifadesi sırasında fesini çıkarmadığı takdirde gözaltına alınabileceğinin söylendiğini, bu nedenle fesini çıkararak yolculuğuna devam etmek zorunda kaldığını belirtti.

Hukuki Açıdan Durum

Olay, kısa sürede sosyal medyada gündem olurken, birçok hukukçu ve vatandaş konuya ilişkin görüşlerini paylaştı. Türkiye’de halen yürürlükte olan 1934 tarihli Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun, yalnızca dinî kisvelerle kamuya açık alanlarda görev yapılmasını sınırlıyor. Yani bu kanun, herhangi bir vatandaşa gündelik hayatta fes, sarık, cübbe ya da başka geleneksel kıyafetleri giymeyi doğrudan yasaklamıyor.

Hukukçular, Fatih Aktaş’ın yaşadığı olayda hiçbir cezai unsur olmadığını ve vatandaşın inanç ya da kimlik temsili açısından sembolik kıyafetler kullanmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Anayasa’nın 24. ve 25. maddeleri çerçevesinde bireylerin düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü güvence altına alınmıştır.

Toplumsal Tepki ve Tartışmalar

Fes tartışması, sosyal medya platformlarında geniş yankı uyandırdı. Bazı kullanıcılar, bireysel tercihlere bu denli müdahale edilmesinin modern demokratik ilkelerle bağdaşmadığını savundu. Diğer yandan olay, Türkiye’de geçmişten bugüne süregelen laiklik ve özgürlük tartışmalarını da yeniden alevlendirdi.

Sosyal medya kullanıcılarının çoğu, Aktaş’a destek verirken, fesin tarihsel bağlamına da dikkat çekti. Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan fes, cumhuriyetin ilk yıllarında Batılılaşma hamleleri kapsamında kamusal alandan çekilmişti. Ancak bu kıyafetin bugün sembolik ya da geleneksel bir unsur olarak bireylerce tercih edilmesi, herhangi bir yasal engelle karşılaşmıyor.

Büyükşehir'den Belediyesi Girişimci Kadınlara jest
Büyükşehir'den Belediyesi Girişimci Kadınlara jest
İçeriği Görüntüle

Sonuç: Hukukun ve Hoşgörünün Sınavı

Fatih Aktaş’ın yaşadığı bu olay, Türkiye’de kıyafet tercihleri, sembolik temsiller ve bireysel haklar konusundaki toplumsal duyarlılıkları ve kırılganlıkları yeniden gün yüzüne çıkardı. Hukuki olarak herhangi bir yasağa dayanmayan bir kıyafetin, toplumsal baskı ve yanlış yorumlarla yasak gibi lanse edilmesi, hem ifade özgürlüğü hem de toplumsal hoşgörü açısından sorgulanması gereken bir tabloyu ortaya koyuyor.

Aktaş hakkında şu an için herhangi bir adli işlem bulunmazken, yaşananlar bireysel özgürlükler ile toplumsal tepkiler arasındaki dengenin ne denli hassas olduğunu bir kez daha gösterdi. Olayın hukuki ve sosyolojik boyutları önümüzdeki günlerde de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Bu Bir İlandır