Şanlıurfa Valiliğine bağlı ŞURKAV Vakfı bünyesindeki Rızvaniye Külliyesi’nde mesleğini sürdüren 40 yaşındaki Mahmut Çaycı, emek, sabır ve sanat gereken uzun işlemlerin ardından koçboynuzlarını Göbeklitepe figürlerine dönüştürüyor.

Yapılışı zahmetli olan işe Karadeniz Bölgesi’nden getirtilen koçboynuzlarını ilk olarak sıcak suda kaynatmakla işe koyulan Çaycı, kaynatılma işleminin ardından boynuzlardan ilikleri alıyor. İliksiz boynuzlar, iki yıl kurutulmaya bırakılıyor. Kurutulan boynuz daha sonra ustasının ellerinde presleme işlemleriyle Göbeklitepe Tapınağında yer alan dikili taşlara dönüştürülüyor. Ustasının ellerinde hayat bulan hediyelik koçboynuzlu ürünler Rızvaniye Külliyesi’nin ziyaretçileri tarafından da ilgi görüyor.

“Türkiye’yi kemik tarak ustası olarak temsil ediyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından 2019 yılının ‘ Göbeklitepe Yılı’ ilan edilmesi sonrası Göbeklitepe ile ilgili birçok farklı tema adı altında, kentin turizminin gelişmesi için çalışma yapıldı. Son çalışmalardan biri de Şanlıurfa Valiliği himayesindeki Rızvaniye Külliyesi’nde hizmet veren kemik tarak ustası Mahmut Çaycı’nın özel çalışması oldu. Çaycı, dayanıklılığı uzun yıllar süren koçboynuzundan hediyelik eşya yaptı. Yapılış sürecinden bahsederek bir açıklama yapan Çaycı, “Ben burada Türkiye’yi temsilen kemik tarak yapıyorum. Bölgenin tek kemik tarak ustasıyım. Bu mesleğin devam etmesi içinde çırak yetiştiriyorum. Amacım bu mesleğin gelecek nesillere aktarılmasıdır. 2019 yılının ‘Göbeklitepe yılı’ ilan edilmesi bizi çok mutlu etti. Göbeklitepe için şimşir ağacından isimlik yapıyorum.

Göbeklitepe’yle figürlerini yapıyorum. Şimşir ağacının özelliği 400 yılda yetişmesidir. Karadeniz Bölgesinde yetişen şimşir ağacı çok değerlidir. İzinler dahilinde yılda bir- iki kez şimşir ağacı bize gelir. Göbeklitepe karikatürünü yapıyorum. Yaptığım çalışmaları belli bir ücret karşılığında satıyoruz. Mesela isimlik karikatürünü 30 liraya, tarağı 5 lira gibi bir fiyat karşılığında satıyoruz. Unutulmaya yüz tutulmuş sanatların burada sergilenmesi çok değerlidir. Amaç burada ticaret değil, sanatımızı tanıtmaktır. Şanlıurfa’da eskiden olan sanatları devam ettirmektir. Yaptığım tarak sanatında ilk önce koçboynuzunu 2 yıl bekletiyoruz. Koçboynuzunu daha sonra ateşte yandırıyoruz. Aletlerle boynuza şekil veriyoruz. Boynuza değişik işlemlerden geçtikten sonra olacak nesneye göre desen veriyoruz. Ben kendi tasarımlarımla isimlik, figürler gibi objeler yapıyorum. Yaptığım her çalışmanın emeği çok değerlidir. Zahmetli bir sanat olduğu için tarak işi sabır isteyen bir sanattır. Gebeklitepe yılı olmasından dolayı, böyle figürler de yapıyoruz” ifadelerini kulandı.

Editör: Haber Merkezi