-Bir kadın Hz. Peygamber’e (s.a.s.) gelerek, “Ey Allah’ın Elçisi! Şu benim oğlumdur. Karnım ona yuva, göğsüm pınar, kucağım da sıcak bir kundak oldu. Şimdi ise babası beni boşadı ve çocuğu benden çekip almak istiyor.” biçiminde şikâyette bulununca Resul-i Ekrem; “Başkası ile evlenmediğin sürece onun üzerinde önce sen hak sahibisin.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 182; Ebu Dâvûd, Talâk, 35) buyurmuştur.

Hz. Ebubekir de (r.a.) bir babaya; “Annesinin okşaması, kucağına alması ve kokusu, çocuk açısından senin yanında kalmasından daha hayırlıdır. Sonra çocuk büyüyünce seçimini yapar.” (Abdurrazzâk, el-Mûsânnef, VII, 154) demiştir.

Çocuğun bakım ve terbiyesi sorumluluğu kendisine verilen kişinin akıllı, ergin, bu işi yapabilecek güçte ve çocuğu hayat, sağlık ve ahlakî bakımdan koruma konusunda güvenilir olması gerekir.

Hem kadın hem erkekte aranan bu ortak nitelikler yanında sadece kadında ve sadece erkekte aranan başka şartlar da vardır. Erkeğin Müslüman olması, bakacağı çocuk kız ise ona mahrem olması; kadının çocuğa yabancı yani mahrem olmayan biriyle evli olmaması bu tür özel şartlardandır. (Sahnûn, el-Müdevvene, II, 258 vd.; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, III, 593-594; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VII, 397 vd.; Bilmen, Kâmus, II, 432)

Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesinin (hadane) süresi çocuğun buna olan ihtiyacı ile orantılıdır. Hukukçular bunu, çocuğun kendi başına yemek yiyip giyinebileceği yaşa ulaşmasını ölçü alarak belirlemişlerdir. Buna göre erkek çocukta 7-9; kız çocukta 9-11 yaşlarında hadane süresi sona erer.

Mâlikîlere göre bu müddet, erkek çocukta ergenlik çağına, kız çocukta ise evlenmesine kadar uzamaktadır. (Sahnûn, el-Müdevvene, II, 258-259)

Süre sona erince çocuğun sorumluluğu, hukukçuların çoğunluğuna göre babaya intikal ederken; Şâfiî ve Hanbelîler kararın çocuk tarafından verileceğini, anne-babasından hangisini seçerse onun yanında kalacağını söylemişlerdir. (İbn Kudâme, el-Muğnî, XI, 414-415; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, III, 598) Hz. Peygamber’in (s.a.s.), anne-babası boşanmış bir erkek çocuğu, onlardan hangisini seçeceği konusunda muhayyer bırakması (Ebu Dâvûd, Talâk 35; Tirmizî, Ahkâm 21; Nesâî, Talâk 52) ve Hz. Ebubekir’in yukarıdaki sözü, naklettiğimiz sözü, bu son görüşü teyit etmektedir.

Kaynak: Diyanet Fetva Kurulu

Turistik Güneydoğu Ekspresi seferi başlıyor Turistik Güneydoğu Ekspresi seferi başlıyor

İslam ve İhsan

Editör: Haber Merkezi