Ashâb-ı Kirâm’dan Hârise bin Nûmân (r.a) gözlerini kaybetmişti. Namazgâhından odasının kapısına bir ip çekmiş, yanına da içinde hurma ve başka şeyler bulunan bir sepet koymuştu. Herhangi bir fakir yakınından geçip selâm verdiğinde, sepetten bir şeyler alır, ipe tutunarak odasının kapısına gelir ve fakire bizzat verirdi.

Âilesi:

“–Biz senin adına veririz” dediklerinde o, şu cevabı verirdi:

“–Peygamber Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işittim:

«Yoksula kendi eliyle sadaka vermesi, kişiyi kötü ölümden muhâfaza eder.»” (İbn-i Sa’d, III, 488; Ebû Nuaym, Hilye, I, 356; Beyhakî, Şuab, V, 131/3188; Heysemî, III, 112)

SADAKA NELERDEN VERİLMELİDİR?

Resûlullah birinci hadisimizde, normalini verebileceği hâlde, kendisinin de beğenmediği değersiz hurmaları tasadduk eden kimselerin âhirette cezaya çarptırılacağını haber vermiştir. Ceza, yapılan amelin cinsinden olacağından, yoksulların yemesi için âdî ve bozuk hurma getiren kimseye, âhirette aynı şekilde kötü şeyler yedirilecektir. Aslında dünyanın en güzel nimetleri bile, akla hayâle gelmez Cennet meyveleri yanında insana azâb gibi gelir. Bir de orada âdî ve bozuk hurma yemenin insan için ne kadar kötü olacağını tasavvur etmek lâzımdır! Dolayısıyla insan, kendi beğenmediği şeyi, hiçbir zaman fakirlere revâ görmemelidir.

Sadaka vermek her hâlükârda güzel olmakla birlikte, umûmiyetle onu gizlice vermek daha makbul görülmüştür. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! (Fakat) onları fakirlere gizlice verirseniz, sizin için daha hayırlı olur ve Allah bu sebeple bir kısım günahlarınızı affeder. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Bakara 2/271)

Şu âyette de Cenâb-ı Hak, “gece” ve “gizli” ifadelerini, “gündüz” ve “açık” kelimelerinden önce zikrederek, nâfile sadakalarda gizliliğe riâyet etmenin ehemmiyetine dikkat çekmiştir:

“Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, onların Rab’leri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.” (Bakara 2/274)

Allah Resûlü de, sadakayı gizli vermenin ehemmiyeti üzerinde ısrarla durmuştur. Çünkü verirken gizliliğe riâyet etmek, hem kişiyi nefsin tuzaklarından muhâfaza eder, hem de muhtâcı mahcûbiyetten kurtarır. Buna teşvik için, “Sağ elin verdiğini sol elin duymayacağı” şekilde tasaddukta bulunan kimselerin, affedileceği ve kıyametin dehşetli ânında Arş’ın gölgesinde bulunacağı müjdelenmiştir. (Bakara 2/271; Buhârî, Ezân, 36)

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri, Erkam Yayınları İLİM VE İHSAN

Editör: Haber Merkezi