Ömürden bir yıl daha geçti. Ne kadar basit bir kelime değil mi ? bir yıl yani 3 basit harf peki 365 koca gün,12 koca ay, 52 koca hafta evet olaylara bakış açısının önemine göre. Bir yılı 3 harfe de sığdırmak mümkün 365 koca güne de.

Belirli bir kesim, ömürlerinden geçen bu koca 365 günden kurtulmuş bir heyecanla eğlenip, kutlayarak uğurlayacak bu yılı.

Bu aslında ömür adına kısa, hayatın fiziki şartları için uzun geçen yıldan geriye neler kaldı akılda bir göz atalım dedim.

Malum kimin ağzını açarsanız herkesin ortak sorunu Ekonomik kriz ve onun yansımalarını konuşacak. ama kimin ağzı açılırsa bu krizin hiçbir noktasından sorumlu olmayacak.

Mesela büyük ihtimalle bir çok gencimizin ortak sıkıntısı öğrenci kardeşlerimizin vazgeçilmezi Fast food sektöründe yani hazır yemek sektöründe cep yakan pahalılık. inanın bu sektörün bulunduğu Avm lerde uzayan kuyruklar ve bulamadığım yer sıkıntısından dolayı bir sabit gelirli olarak hiç yararlanamadım desem yada saatlerce yer bekledim desem.

Bir diğer sektör hepimizi ilgilendiren enerji maliyetleri ve yakıtta oluşan ciddi artışlar. İnanın şehrin trafiğinde buna bağlı bir azalış göremedim, aksine çok daha yoğunlaştığını hissettim.

Biliyorum çoğu arkadaşım bu yazıyı okuduğu zaman beni dalgaya alacak, ama belkide düşünceler görecelidir ben yanılıyor olabilirim. Ben ortada bir krizin olmadığını savunmuyorum tam aksine bu krize rağmen bizde oluşan marka, lüks yaşam ve zengin taklitçiliğine isyan ediyorum.

Bir üniversite öğrencisinin Şuan ağzını açsanız burs ve ekonomik küçülmeden bahsedecek ama, sosyal medyada yapılan ve hatta moda olan tüm videoların çekilen telefonların, aynalarda gözümüze sokulmuş Alblemlerinin en pahalı telefonlar olduğu, ortalamasının ise bir öğrencinin 4 yıllık süreçte komple alacağı bursa eşit bir fiyatta olduğunu görüyorum.

Avukat bir arkadaşımın geçen bana anlattığı bir konu baya ilgimi çekmişti.

Bizim yanımızda temizlik ve çay işlerine bakan büro işçisinin elindeki telefonun biz bürodaki iki Avukattın telefonundan daha pahalı olduğunu söylemesi belkide beni bu yazıyı yazmama iten bir sebep oldu.

Yine çoğu lise öğrencisi kardeşimizin ayağında gördüğüm her ayakkabının,Satış fiyatını gördüğümde, o ayakkabının bir asgari ücretli kardeşimizin yarım maaşı kadar olduğunu söylesem abartmış olmam.

Evet ciddi küresel bir ekonomik daralma gerçeği var ama bu krize rağmen lüksünden, ve zengin gösterme olayından caymadan borçlanan ciddi bir kesim var ve maalesefki bu kesimin hiçbir şeyden kendini geri koymaması; oluşan arz talep durumuna bağlı ciddi bir fiyat artışının da yine en büyük habercisi olacak gibi umarım ben yanılırım.

Bu yazı vesilesiyle yeni yıllın bir önceki yıldan daha iyi ve güzel geçmesini temenni ediyorum. KALIN SAĞLICAKLA..