İngiltere'de yaşayan Zübeyde Kocaman ile Halil Yıldız 11 yıl önce İstanbul'da tanışarak dini nikahla evlendi. Eşiyle birlikte Şanlıurfa'ya gelen Zübeyde Kocaman 3 yıl burada yaşadı. Bu süre zarfında velayetleri eski eşinden olan 3 çocuğunu görme bahanesiyle birkaç defa İngiltere’ye gidip döndü. Türkiye’de hamile kalan Kocaman, çocuklarını görmek için yeniden İngiltere’ye dönmek istediğini söyledi.

Türkiye’de hamile kalıp İngiltere’de doğurdu
İngiltere’ye dönen Zübeyde Kocaman, iddiaya göre doktorların uçağa binmesine müsaade etmediğini öne sürerek Türkiye’ye dönmedi ve Şariban’ı orada dünyaya getirdi. Eşinin tüm ısrarlarına rağmen 3 yıl boyunca Türkiye’ye dönmeyen Zübeyde Kocaman, Elazığ’da yaşayan annesi 4 yıl önce hastalanınca Türkiye’ye gelmek zorunda kaldı. Annesini ziyaret eden Zübeyde Kocaman, eşi Halil Yıldız’ın yanına giderek Şanlıurfa’da yaşamaya başladı. Bir süre daha burada yaşayan Kocaman, tekrar hamile kaldı. İddiaya göre ikinci defa hamile kalan Zübeyde Kocaman, kızını da yanına alarak tekrar İngiltere’ye gitmek istedi. Kadının İngiltere’ye dönmek için uçak bileti aldığını öğrenen Halil Yıldız’ın yakınları, havalimanına giderek Şariban’ı kendisiyle götürmesine izin vermedi.
İngiltere’ye tek başına dönen Zübeyde Kocaman, Yusuf Berat ismini verdiği çocuğunu dünyaya getirdi. Şu anda yaklaşık 3 yaşında olan çocuğuyla birlikte İngiltere’de yaşamaya başlayan Kocaman, kızı Şariban’ı da almak için hem İngiltere’de hem de Türkiye’de mahkemelere başvurdu. Mahkemelerden velayetin annesine verilmesi yönünde karar çıktı.
İngiltere'den Şanlıurfa'ya gelen anne Zübeyde Kocaman, savcılığa başvurarak velayeti kendisinde olan kızının kendisine teslim edilmediğini iddia ederek icra yoluyla verilmesini istedi. Yapılan araştırmada Şariban'ın Haliliye ilçesine bağlı Yıldız kırsal Mahallesi İlkokulunda okuduğu belirlendi. Jandarma ekipleri anneyi yanlarına alarak kızın yaşadığı kırsal mahalleye gitti. Mahallede çıkan olaylar esnasında Halil Yıldız'ın yakınları küçük kızı kaçırdı.

Baba kızını getirip teslim etti
Devreye giren kanaat önderleri babayla görüşüp kızı annesine vermesi için ikna etti. Kızının annesine alışması için birkaç gün süre isteyen babanın bu talebi ise kabul edilmedi. Çocuğunu yanına alan baba Halil Yıldız, valiliğe giderek yetkililere teslim etti.
Geride kalanların feryadı yürekleri dağladı
Küçük Şariban’ın annesine teslim edilmesinden sonra geride kalan babası ile yakınları gözyaşlarına boğuldu. Şariban’ın geride bıraktığı elbiseleri ile oyuncaklarına sarılan ailesinin hali görenlerin yüreğini sızlattı.

Kızın babası ilk defa konuştu
Annesine verilen 7 yaşındaki Şariban’ın babası ilk defa konuşarak çocuklarının kendisine verilmesini istedi. Eşinin Türkiye’de hamile kalıp İngiltere’de çocukları dünyaya getirmesine anlam veremediğini söyleyen Halil Yıldız, Şariban dışında bir erkek çocuğunun daha olduğunu ve onun da annesinin yanında olduğunu söyledi. Anne Zübeyde’nin bunu gizlediğini söyleyen Halil Yıldız, “Ailem perişan durumda, gidin bir bakın 3 gündür ne uyumuşlar, nede yemek yemişler. Üvey annesinin durumu çok kötü. Ben kızımı kucağıma aldım, dedim üzülmesin, ağlamasın, üzülmeyecek şekilde annesine vereyim. Defalarca ben dedim kızım o da senin annendir. Kardeşin Yusuf orada. Sen Yusuf’un yanına gidersin ben de geleceğim. Siz de babanın yanına geleceksiniz. Sen gideceksin diye üzülüyorsun, ağlıyorsun ben de ağlıyorum. Dedi ki hayır baba ben gitmiyorum. Baba beni verme, ben onları istemiyorum. Bunları derken bütün herkes gördü. Hatta ben annesine şöyle bir teklifte ettim, gelsin bir yerde ailece oturalım. Hem üvey annesinin yanında, hem benim yanımda, hem de o çocuğu bıraktığı yerde çocuğu ikna edeyim, çocuğum üzülmesin annesine alıştırayım. Gittiği zaman hem ben ağlamayayım hem de o ağlamasın dedim, teklifimi reddetti. Oradaki adamlar da dedi Ali bey yapacak bir şey yok. Çocuğu almak zorundayım. Çocuk bana yapışıyor, gitmek istemiyor. Baba beni verme, baba beni verme, baba beni verme ben gitmek istemiyorum. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu” dedi.
"Ben eşim ve çocuklarımla birlikte yaşamak istedim ama kabul etmedi"
Zübeyde Kocaman’a evine dönmeyi teklif ettiğini fakat kendisinin bunu kabul etmediğini iddia eden Halil Yıldız,” Çocuğun sevgisinden değil, bu menfaat peşinde. Eğer sevgisi olsa 4 yıldır çocuk benim yanımda, ben onu arıyordum. Nasıl çocuğunu görmeye gelmezsin. İcra geliyor haberim yok, köyde çocuk yok. Bir de diyor ki Halil çocuğu vermiyor. Ben dedim gel yanında kal, icraya da gerek yok, şikayete de gerek yok. Ben seni rızamla göndereceğim. Babam çocuğun o ağlamasını gördükten sonra dün iki defa kriz geçirdi. Üvey annesi kriz geçirdi. Dün akşam sabaha kadar uyuyamadı. Bütün çocuklarım ağlıyordu. Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, ben çocuğumu istiyorum. Bizim bir çocuğumuz yok, iki çocuğumuz var. Çocuklarım olmadan yaşamam çok zor, dayanamıyorum. Ben çocuklarımı geri istiyorum. Birlikte yaşayalım. Benim çocuklarım benim gözümün önünde büyüsünler. Benim İngiltere’ye gidip çocuklarımı görme imkanım da yok” ifadelerini kullandı.

"Zübeyde Kocaman için iki ev tuttu"
Eşi Zübeyde Kocaman’a hem köyde hem de Şanlıurfa merkezde ev düzdüğünü söyleyen Yıldız, ”Bu evi onun için yaptım. Yaz mevsiminde köy serin olduğu için köye geliyorduk. Diğer mevsimlerde ise ben Urfa’da çalıştığım için orada yaşıyorduk. Ona bir ev de Urfa’da açmıştım. Nasıl bir niyetle bunu yaptıysa ben bir türlü anlamadım. Beni dolandırdı mı, beni kullandı mı, benden çocuk yapıp da İngiltere’ye gidip menfaati için orada mı doğurmak istedi, ben onu bilmiyorum. Tek isteğim çocuklarım bana dönsün” ifadelerine yer verdi.

"Bizi terörist gibi yansıttılar"
Herkesin kendilerini terörist gibi yansıttığını söyleyen Mahalle Muhtarı Bakır Yıldız ise yaşanan olayları anlattı. Çocuğu vermemek gibi bir niyetleri olmadığını söyleyen Bakır Yıldız,”Şariban Yıldız bu okulda öğrenim görüyordu. Askerler gelmiş muhtardan habersiz, köylüden habersiz okulun etrafını sarmışlar. Birkaç kişi de içeri girmiş, çocuklardan bazıları korkarak titreyerek, bazıları ise kendilerini sıraların altına saklayarak ağlıyor. Veliler geldiğinde onları da içeri bırakmıyorlar. Köylüler beni çağırdılar, çocuklar korkuyor ve askerler bizi içeri bırakmıyorlar, bunların derdi nedir. Ben geldim ilk önce bana da doğru söylemediler. En sonunda dediler ki biz bu kızı götüreceğiz. Ben de dedim ki kızı götürün ama böyle götürmeyin. Dedim ki kızı bana verin, yanımda nöbet de tutun, size kahvaltı da hazırlayayım, banasına haber vereyim, babası gelsin kızı kucağına alsın, sizle birlikte gelsin annesine teslim etsin. Kız korkmasın. Kızın psikolojisi bozulur. Ben korkuyorum, köylüler korkuyor, bu kız nasıl korkmasın” dedi.

Bize iftira atılıyor
Kızı kucağına aldığında darp edildiğini söyleyen Bakır Yıldız, “Ben böyle söyleyince kızı kucağıma aldım, beni burada darp ettiler. Bir bayan komutan vardı, emir verdi onlar ad beni darp etti. Bağırdım, ben yaşlıyım, hastayım, benim kolumu kırdınız dedim, dinlemediler. En son köylülerin hepsi kendi çocuğunu kurtarmak için geldi. Çocuğun amcası da geldi kızı alıp götürdü. Ben arabamla bindik hastaneye gittim, darp raporu aldım. Köyümüze terör olarak baktılar. Her gün askerler köye gelip herkesi darp etti. Bana da kadın komutanı taciz etti diye iftira attılar. Ben 10 yıldır köyümde fahri imamlık yapıyorum. Bu nasıl bir iftira, Allah’tan korkmaz mısın? Ben kendi acımın derdine düşmüşken nasıl kadın komutanın namahrem yerlerini taciz edeyim. Ben milli görüşçüyüm. Oyumu da Allah rızası için AK Partiye veriyorum. Biz hangi AK Partili milletvekiline sorunumuzu söyledik, bize sırtlarını çevirdiler” şeklinde konuştu.

Hukuki süreç devam ediyor
Çocuğun jandarma ya da kolluk kuvvetlerinin ev araması sonucu değil, babanın tamamen kendi rızasıyla getirildiğini söyleyen ailenin avukatı Erkan Akbaş, ”Şu anki aşamada çocuk geçici olarak, yani dava sonuna kadar Zübeyde hanımda kalacak. Bu tamamen babanın kendi inisiyatifi. Çocuğun psikolojisinin daha fazla bozulmaması, kendi eğitimine devam edebilmesi için babanın kendi rızası, isteği doğrultusunda çocuk kendisine teslim edildi. Çocuğun jandarma ya da başka bir kolluk kuvveti tarafından Halil Yıldız’dan alınıp Zübeyde hanıma teslimi söz konusu değil. Hukuki süreç devam ediyor. Mahkemenin kararını bekleyeceğiz” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi