İstanbul sözleşmesiyle başlayan aile yapımıza dinamit koyma işi o tarihten itibaren artarak devam etmiş, Ezan’ın sesinin kısılmasına, Camilerimizin sistemine sızıp ahlaksız müzikler çalınmasına, imam ve müezzinlerimize fiziksel saldırıdan, LGBT’lerin ahlaksız yürüyüşleri ve seslerinin gür çıkmaya başlaması...

Asırlardır Müslüman yurdu olma vasfını taşıyan, Anadolu ismini Ana şefkatiyle kucaklayan, Ana’ya verilen kıymeti Ana’dolu diye vasıflayan insanımızın en temel ve en önemli kurumu olan aileye saldırı ciddi boyutlara ulaştı…

Toplumumuz da asırlardır Ana’nın yeri belliyken ve Ayaklarına cennet serilmişken neden daha fazla imtiyaz isteniyordu?

Öyle ya onlar için mesele ne kadındı ne çocuk!! Asıl mesele onlara benzememizdi. Ve Bir nebze benzedikte… acı gerçek…

Hepimizin yüreğini ısıtan Rahmet’i Rahman’ın mucizesi dediğimiz tonlarca moloz altından 65 saat sonra çıkarılan Elif bebek ve 91 saat sonra çıkarılan Minik Ayda’nın çıkarılırken getirilen tekbirlere bile dil uzattılar.

Meda-i iftiharımız Selçuklu ve Osmanlılar bile İslam’ın azılı düşmanı Bizans’ı yıkarak ALLAH- ALLAH nidalarıyla bu toprakları bizlere yurt ettiler.

***ALLAH-U EKBER demek ALLAH TEKDİR demek!

***ALLAH-U EKBER demek ALLAH TEK BÜTÜKTÜR demek!

Doğarken kulağımıza okunan ezan Allah-u Ekber, 5 Vakit hakka davet olan ezan Allah-u Ekber… 15 Temmuz hain darbesinde Minarelerimizden okunan selalar bu toprakların asıl sahiplerinin delili…

Hal böyle iken toplumumuzda sesleri çıkmaya başlayan Ahlaksız LGBT, İstanbul sözleşmesi, Ezanlarımıza uzanan diller ve son olarak tekbirlerimize dil uzatılması bardağı taşıran son olay olmalı.

Şimdi tarafımızı belli etmeyeceksek ne zaman belli edeceğiz? Doğarken kulaklarımıza okunan sela, öldüğümüzde musallada kılınan namazımız bizlerin Müslüman olduğunun delili iken, Lâ İlâhe İllallah, Allah’tan başka ilah yoktur! Müslümanlığımızın delili iken tekbirlerimize uzanan dillere ne zaman tepkimizi ortaya koyacağız!

Yediden yetmişe herkesin gönlünü ısıttığı minik yavrularımızın saatler sonra mucizevi şekilde kurtarılışı üzerinden yapılan provokasyon ülkemiz insanının üzerinde etkisini ve insanımızın değerlerine saldırının vahametini ortaya koyuyor.

İslam peygamberi ve Hak katında Tek din olan İslam dinine saldırı ve hakaretvari yorumlar, ifadeler Bahsi edildiğinde ifade özgürlüğü kisvesine büründürülüyor.

Charlie Hebdo Ahlaksızlarının İslam Peygamberine sözde ifade özgürlüğü kisvesinde yaptığı rezilliğin aynısını ülkemizin Cumhurbaşkanına yapınca aldıkları cevap ders niteliğindeydi…

“Peygamber efendimize yapılan ahlaksız duruyorken benim adımın geçmesi ne ki?” evet duruş bu olmalı.. Mevzu bahis en kutsalımız en değerlimiz peygamberimiz olunca biz kimiz ki deme ferasetini göstermeliyiz…

Zira görülen mevzu ben sen o değil Bizatihi Dini Mübin İSLAM!

Velhasıl-i kelam İslam sancaktarı musabın izinde nice gençliğe duasıyla…