AB Uyum Komisyon Başkanı ve Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar Siverek’te katıldığı seçim bürosunun açılışında Kuran-ı Kerim’den bir ayet üzerinden “Emaneti ehline verin, emaneti ehline verirseniz siz huzuru mahşerde bu hükmü yerine getirdiğiniz için sorumlu olmazsınız “inşallah” diyor. Ayet kesin; verdiği mesaj çok net aslında. Peki sonra ne oluyor?

Sonrası çok karışık aslında. Dini hassasiyetleri sadece seçim arifesinde kendilerine bir rant devşirme olan kişi ve kesimlerce adeta linç girişimine maruz kalıyor.

 Peki neden?

Çünkü Gülpınar sıradan bir Milletvekili değil. AB Uyum Komisyon Başkanı, atalarından kalan bir siyasi geçmişe sahip, aynı zamanda bölgenin hatırı sayılır kanaat önderlerinden biri. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ilim ve irfanla yoğrulmuş engin şahsiyetlerden, dolayısıyla medrese geleneğini hedef alıyorlar.

Peki nerede yanlış yapıyorlar?

Dini çizgisi kesin, İslâmi hassasiyeti çok net olan ve bunu yapınca oyun hemencecik bozuluyor. Hatta Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan bile bunun siyasi algı olduğunu, söz konusu konuşmayı bizzat dinlediğini Sn. Kasım Gülpınar’ın hiçte öyle lanse edildiği gibi bir anlaşılmayla konuşmasının bağdaştırılamayacağını ifade ediyor.

Aslında Hakan bir nevi uyarıda da bulunuyor. Eleştirin ama biraz tutarlı bir mantıkla hareket edin diyor. Çünkü Hakan’ın köşesi CHP’lilerin hareket üssü bir nevi.

Çünkü Gülpınar ailesi sadece Urfa’da değil, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve daha pek çok ilde sevenleri olan bir medrese geleneği temsil ediyor. Yani esas hedef Doğu ve Güneydoğu’da Ak Parti’yi zayıflatmak.

Bu siyasi linç girişiminin pespaye bir üslup ile yapılması beraberinde çok tepkilere karşılaşınca hikâyenin sonunda klasik olarak bitiyor. Yani yalancının mumu yatsıya kadar hatta yatsıya varmadan sönüp bitiyor.