İletişim Bilimleri Enstitüsü ve Fram Araştırma şirketi tarafından Prof. Dr. Ali Atıf Bir Başkanlığında 14 Mart – 18 Mart tarihleri arasında Türkiye temsili 824 kişiyle gerçekleştirilen Risk Algısı Araştırması'nın sonuçları yayınlandı.

Sonuçlara göre yüzde 44 koronavirüsün kendilerine bulaşma ihtimalinin yüzde 1 ile yüzde 5 arasında, gerçek hastalık bulaşma riskine yakın olarak algılıyor. Bulaşma riskini gerçek riskin üzerinde algılayanların oranı ise yüzde 56.

SAĞLIK BAKANLIĞI SÜRECİ ÇOK İYİ YÖNETİYOR

Araştırmadan çıkan çarpıcı sonuca göre büyük çoğunluk (% 16 Başarılı, % 64.2 Çok Başarılı) Sağlık Bakanlığı'nın süreci iyi yönettiğini düşünmektedir. Sağlık Bakanlığı bilgi kaynağı olarak % 80 oranında en güvenilir kurum olarak algılanmaktadır.

Koronavirüsü ile ilgili yapılan haberleri inandırıcı bulanları oranı %44 iken hiç inandırıcı bulmayanların oranı % 12'dir. Eğitim düştükçe haberleri inandırıcı bulmama oranı artmaktadır. Görüşülen kişileri %25'i şu anda oluşan panik ortamının çok abartılı olduğunu düşünürken, 27.6 orta düzeyde bir abartı hissetmektedir.

YÜZDE 12'LİK BİR KESİM İSE HİÇBİR KONUDA ÖNLEM ALMIYOR

Yapılan açıklamalar sonrası alınan kişisel önlemlerin başında kişisel hijyene dikkat etme, toplu ortamlarda dikkatli davranma ve evde kalma gelmektedir. %12'lik bir kesim ise hiçbir konuda bir önlem almadığını belirtmektedir. Eğitim düştükçe bu oran artmaktadır.

Yine açıklamalar sonrası kişiler öncelikle toplu taşıma kullanmayı azaltmış ya da bırakmışlardır. %22'lik bir kesim ise hala hiçbir yere gitmekten çekinmediğini belirtmiştir.

PANİK HAVASINI GEREKSİZ YERE ARTIRILMASI YANLIŞ

Prof. Dr. Ali Atıf Bir araştırma sonucunda yapılması gerekenleri şöyle özetledi:

"Böylesine yayılma potansiyeli olan bir salgında riski olduğundan biraz fazla algılamak önlemlere uymak açısından önemli olsa da risk algısının gerçek riskten çok yüksek olması toplumda panik havasını gereksiz yere arttırarak ekonomi dahil birçok çarkın işlemez hale getirebilir. Hepimiz önlem almalıyız ama panik havası yaratacak eylemlerden de kaçınmalıyız. Bu nedenle gençlerin farklı kaynaklardan bilgi almaları sağlanmalı, görece yaşlıların ve 65 yaş üstü riski yüksek grubun gerçek risklerle ilgili abartılı haber almaları önlenmelidir. Geleneksel medya ve kişisel medya yönetenlerin bilgilendirme görevini yerine getirirken haberlerinin tonuna ve salgın haberlerine ayırdıkları sürelere, attıkları çekici başlıklara, seçtikleri görsellere ve ağırladıkları konukların bilimsel bilgiyi anlaşılan bir dille verme konusunda uzman olmalarına çok dikkat etmeleri gerekir. Unutulmamalıdır ki risk algısı özneldir ve söylenen rakamların, karmaşık sözcüklerin neyi ifade ettiği bilgisi birçok izleyici için farklı yorumlanmaya müsaittir.

Biz bu araştırmayı modellerken halihazırdaki literatür ve DSÖ açıklamalarına göre semptom gösterip Covid-19 pozitif çıkma olasılığını yani gerçek risk %5 ve altı aldık. Aslında herhangi bir grip semptomu gösterme olasılığı şu an için bu oranın çok altındadır"

Kaynak: Bültenler

Editör: Haber Merkezi