Çoğumuz eskilerden dem vurur, eskiden böyleydi... cümlelerini çok sık duyarız.

Tıpkı özlemini “ah o eski Ramazanlar” sözüyle dile getiren büyüklerimiz gibi...

Cumhuriyetin kurulumuyla başlayan yeni dil, yeni kıyafet, yeni akım, yeni yaşantı, dine yeni bir soluk kazandırma çabası bize adeta uyarıyı veriyordu. Bunun adıydı Kültürel yozlaşma…

Bu yeni soluğa direnen ender şahsiyetler elbet vardı. Lakin hiçbiri “yeni inkılabın” önünde duramadı.

Değişen dünya şartlarını göz ardı etmiyoruz elbetteki.  Lakin insan geçmişiyle var olur. Benlik kazanır. Hiçe sayılan hasır altı edilen geçmiş , tarihte iz bırakmış bir milleti “medeniyete” taşımaz!

Merhum Mehmet Akif’in defaatle belirttiği Milli Marşımızda bize empoze edilmeye çalışılan medeniyet kavramının “tek dişi kalmış canavar” olarak tasvir etmesi bile yetmedi kültürel yozlaşmamıza.

Bu toprakları bize vatan yapan geçmişimizdi. Bizden ‘ç’alındı… Medeniyet adına bize dayatılan her yenilik (reform, inkılap) bizi kültürümüzden adım adım uzaklaştıran bahaneler oldu.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız... 

Editör: Haber Merkezi